ACI, ÇİRKİNLİK VE YAVAŞLIKTAN BESLENEN ŞİŞİRİLMİŞ SİNEMA

avatar

Taç Bafra

  • e 1

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

Kadın ve erkek bir tatil beldesine gelirler ilişkileri bir nedenden dolayı kötüdür. İnsanın sinirini bozacak kadar yavaş hareket etmektedirler. Seyirci filmi izlerken çiftin aralarındaki sorunun nedeninin ortaya çıkmasını beklemekte ancak süper star bu iki karakter birbirlerine cinsel içerikli sözlü saldırılarda bulunmaktadırlar. Aralarındaki sorun nedense  onları çokça dejenere ve depresif birer tip haline getirmiştir. Kadın yan odada kalan genç neşeli yeni evli çifti duvardaki delikten izlemektedir. Bu arada kadın zafiyet geçirmektedir. Bu oluşumu özellikle ele almamın nedeni ticari kaygılar yanında sanat filmlerindeki bazı standart kaygıları da taşıması (yavaşlık gibi.) Bahsettiğim film Brat Pitt ile Angelina Jolie’nin oynadığı Hayatın Kıyısında filmi. Ben açıkçası bu tarz şeyleri seyrettiğimde kafamdaki estetik algısının ezildiğini ve bir nahoşluk kuyusuna düştüğümü hissediyorum. Bir çok sanatçıya ve sanat eleştirmenine sorduğunuzda acıdan depresyondan beslenen bir sanat ve sanatçı gerçekliğinden bahsetmekteler. Peki depresif olmayan acı çekmeyen sanatçı hiç mi yok ya da çok mu az? Sanat eseri üretme kaygısı taşıyan biri çirkinlikten yavaşlıktan cinsellikten ve de sürekli acıdan besleniyorsa bu işte bir sorun ve hastalıklı bir durum var demektir. Elbette insanlığın ortak acılarının filmlerini, resimlerini, heykellerini yapacağız ama onu bile yaparken sanat algısını bozmadan ve belki de böylece insanları sarsacak, düşündürecek, etkileyecek incelikleri yakalayarak. Gerçek asıl sanat bu olsa gerek. Öyle bir ruhsal cendere içindeyiz ki ne kadarımız farkında bunun bilemiyorum. Bunun sorumlularından biri de şüphesiz izlediğimiz onlarca saçma sapan kafa karıştırıcı film, dizi. Ruhsal gücümüzü bize kaybettiren gerçeklik algımızı bozan, şişik, beklentilerimizi yükselten, duyarsızlığımızı derinleştiren bu garip şeyler bir de sanat adı altında sunulunca hakikaten üzülmemek elde değil. Bir de dikkatimi çeken şey insanların çoğu şeyi idealize etme duygusuna kapılarak aslında olanı şişirme takıntısı. Bu yaklaşım hemen hemen herkeste var o yüzden kötü olanı göremiyoruz. Falanca ödüllü yönetmen çekmiş bu filmi mutlaka iyidir ya da Angelina Jolie ile Bratt Pitt filmi mutlaka iyidir izleyelim. Halbuki o filmde şişirilmiş iki karakterden başka bir şey değildiler. Neyse canım izledik oldu bitti demeyin. Çünkü biten bizim saf dünyalarımızda çürüyen, üzerine basılan çiçekler aslında. Resim yapan bir arkadaşım bana vaktiyle demişti ki anlamıyorlar arkadaşım anlamıyorlar. Anlıyorlar aslında dedim ben de ama kendileridir bütün kaygıları yitirdikleri de yine kendileri…

Taç Bafra, Sanat Böceği platformundan alıntıdır.

Sıradaki içerik:

ACI, ÇİRKİNLİK VE YAVAŞLIKTAN BESLENEN ŞİŞİRİLMİŞ SİNEMA