A. T.: Her Pazar Bir Yazar röportaj yazısı dizimize devam ediyoruz. Bu hafta aktif bir şekilde yazılarını kaleme alan ve her alanda varlığını sürdüren bir şairimizi konuk alıyoruz. Öncelikle kendinizden bahseder misiniz?
E.D.: Merhabalar. Ben Esra Dökmen. 1988 Bursa doğumluyum. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İşletme Fakültesi’nde ve Anadolu Açıköğretim Fakültesi Çocuk Gelişimi Bölümlerinde eğitimimi tamamladım. Bursa Yazın ve Sanat Derneği’nin yönetim kurulunda olmakla birlikte, Edebiyatçılar Derneği üyesiyim. Türkiye Yazarlar Sendikası’nda üyeliğim oluşturuldu. Bursa’da Buyaz çatısı altında edebiyat ve sanat alanında faaliyetlerimiz, imza günlerimiz devam etmekte.
A. T.: Yazmaya nasıl başladınız? Ne zamandan beri yazıyorsunuz?
E.D.: Yazın hayatına üniversite yıllarında yerel gazetelerde aktivist yazılar yazarak başladım. Yeni kuşağı temsil eden şairleri okuyarak şiir yolculuğum başladı. Garip Akımı’nı ve İkinci Yenicileri büyük bir titizlikle inceledim. Türkçenin doğru telafuzu adına en küçük birimde dahi doğru türkçe kullanmaya gayret ettim. Bence bir şair ne kadar toplumu omuzlarında yüklüyorsa, kendi dili için de bir o kadar çabalamalıdır çünkü. Şiirde yeni imgelem ve çağrışımlar ne kadar mühim ise, bu detay da bu kadar mühimdir.
A. T.: İlk kitabınızı ne zaman yazdınız? Yayınlanma süreci hakkında bilgi verir misiniz?
E.D.: Şu ana kadar beş şiir kitabım mevcut. Üç dilli antolojilerde de çevirisi yapılan şiirlerimle bulundum. Kitaplarımdan ilki 2013 yılında çıkan “Bir Nefes Gibi” adını taşımakta. 2014 yılında aldığım olumlu tepkiler sonucu mektup/şiir türünde olan “Sessizliğin Hikâyesi” çıktı. Daha sonra hayatın acımasız ve soyut hâlini tasvir ettiğim, bana göre bir tık daha sert bir dili olan “Siyahî” 2016’da çıktı. Kendimi Siyahî‘den sonra biraz rektefeye alıp, daha çok beslenmek ve daha çok mayalanmak istedim sanat ile. 2019 yılında “Sırça Darbesi” adıyla çıkan şiir kitabımın ise, bende yeri çok ayrı. Çünkü şiirin sonsuz diliyle bir frekans yakalamıştım artık. Esra Dökmen şiiri de Sırça Darbesi ile kemikleşmeye başladı. En son çıkan şiir kitabım “Koza” ise, değerli akademisyen ve şair Elif Burcu Özkan ile beraber ayrı ayrı iki dosya ve tek kitap olmak suretiyle, ortak bir proje için oluşturuldu. 2021 yılında okuruyla buluştu. Koza, kadın dönüşümünü ve kadın gücünü tasvir eden bir şiir kitabı. Aynı zamanda Bursa Dergiler Platformu tarafından, 2021 yılı Şiir Dalında Edebiyata Katkı Sunanlar Ödülü ile taçlanmış bir kitap.
A. T.: Yazmak sizin için ne ifade ediyor? Şuan da yazdığınız bir kitap var mı?
E.D.: Yazmak. Benim için sonu olmayan bir dünya. Hele ki toplumsal konuları işliyor olmak, beni bu bilinç hususunda daha da şevklendiriyor. Kendini yazarak ifade etmeyi seven insanlardanım. Bir insan olarak bir insana yazın ve sanat yoluyla ulaşmak, o köprüde tanışmak, duygu dışavurumunu farklı izleklerle yansıtmak ve gelecek kuşaklara aktarmak benim için en büyük ideoloji. Hayata tutunma nedenlerimden birisi yazmak.
Şu an yazmakta olduğum iki kısa film senaryo dosyası, tematik bir şiir kitabı dosyası mevcut. Farklılığın öneminin kendi içinde sıyrılmasıyla duvarlar git gide alçalıyor. Tarz, tür özgünlüğü ve bu alandaki genleşme ile farklı edebiyat ürünleri de ortaya çıkacak elbette.
A. T.: Okumalar yapıyor musunuz? Okuduğunuz hangi kitabı yazmış olmayı isterdiniz?
E.D.: Okumak benim için yazmak kadar önemli. Ne okuyorsan o’sun sonuçta. Ben, öncelikle toplumumuzda çığır açmış şair ve yazarları, diğer toplumlardan ise özellikle Rus Edebiyatı‘nı, bana iyi gelen, bayrağını tutabileceğim şair ve yazarları büyük bir özenle okuyorum.
Keşke ben yazabilseydim dediğim bir kitap var evet. Defalarca altını çizerek okuyup eskittiğim “Küçük İskender / İskender’i ben öldürmedim.”
A. T.: Son olarak okuyucularımıza ne söylemek istersiniz?
E.D.: Okurlar, yazan için çok mühim tabii ki. Kendi ‘kale’mizde, kalemimizle var olmaya çabalarken, ortaya çıkan üretimi paylaşmak, bizler için paha biçilmez bir değer. Şu an’a kadar gelen iyi, kötü her türlü eleştiriyi saklayarak, özümseyerek, değer vererek hareket ettim. Okurun düş’ü bizler için çok önemli bir veri kaynağı aynı zamanda da. Okuyucular olduğu sürece yaşayabiliyoruz ve yaşatabiliyoruz evrensel ideolojimizi.
Size ve Poesis Kitap ekibine röportaj için teşekkür ederim.
“Yazmak. Benim için sonu olmayan bir dünya.” Esra Dökmen
Yorum Yaz