Bugünden Bakınca Metin Altıok

avatar

Dolunay Aker

  • e 2

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

Yazarlar kendi zamanlarının çağrışımlarıyla hareket eder. Bu çağrışımlar farklı beslenme kaynaklarıyla büyür, güçlenir. Yazarın dünyayısını genişleten şeyler nelerdir? Onun etkileşim alanı hangi dünyayı içselleştirir, hangi dünyada kendisini yabancılaşmış hisseder? Biz de “Bugünden Bakınca” yazarların ne gördüğünü merak ettik ve gördükleri şeyleri en önemsedikleri yazar görse ne tepki verirdi; bunu düşünerek onlar adına bugünden onların gözleriyle bakarak bugünü yazmalarını istedik.

Serinin ilk ismi Ömer Burçin Özkişi.

Bugünden Bakınca Metin Altıok

Fotoğraftakiler: DTCF, Sosyalist Fikir Kulübü’nün düzenlediği gecenin ardından… Yıl 1967.
Ertan Çelikkol, Füsun Akatlı Altıok, Metin Altıok, Ömer Özdal, Vahit, arkada: Ali Orhan Yücelalp, Gürsen Topses, Gün Zileli. Oturanlar: Mehmet Yüksel, Ünal Çelenk, Alev Ateş, Nazım Yazar, Hüseyin Yavuz.
Kaynak: Gün Zileli

Metin Altıok bugün yaşasaydı ne düşünürdü ve nasıl bir şiir yazardı sorusu cevaplanması güç bir soru. Bu soruya ancak tahmini bir cevap verilebileceğinin farkındayım. Ben yine de mümkünse bu sorunun cevabını Metin Altıok’un şiirlerinin izinden giderek vermeye çalışacağım. Bunu yapmaya çalışırken şairin yaşadığı toplumsal dönem ile bugün arasında bazı karşılaştırmalara giderek bir takım yorumlarda bulunmayı deneyeceğim.

Metin Altıok’un ilk şiir kitabı Gezgin 1976 yılında yayımlanıyor. İki darbe arası döneme doğuyor şiiri. Kendisi de o dönemde Türkiye İşçi Partisi üyesi. Fakat yazdığı şiirde ne dönemin politik atmosferini ne de kendi politik duyarlılığını şiirine pek yansıtmıyor. Bu benim açımdan ilginç çünkü Metin Altıok şiir hayatı boyunca hep “ben “ diliyle yazıyor. Kendisini her açıdan şiirinde serimlerken, politik yönünü şiirinden uzak tutuyor. Fakat 12 Mart ve 12 Eylül darbelerinin idamları ve katliamlarından derinden etkilendiği anlaşılıyor. Yoğun bir acı,mbir yere ait olamamanın verdiği çıkışsızlık ve sürekli bir gitme isteği ifadesini buluyor şiirinde: “Ama gitmektir benim/ Yenilmezliğim dünyada”.
Yine şairin şiirinde aşk ve ayrılık temaları önemli bir yer tutuyor. Aşkın toplumsal koşullardan dolayı kirlendiğine vurgu vardır genellikle: “Temiz kalmış ne bulunur çöplükte/Aşk da kirlenir elbet insanla birlikte”. Şiiri zaman zaman umutsuzluğunu yansıtsa da tam olarak karanlık bir şiiri yoktur Metin Altıok’un. Evet insan ilişkileri, yaşadığı dünyanın acıları onu derinden etkiler ve yaralar fakat yine de bir şiirinde belirttiği gibi insandan umudunu kesmez. “Ben bunca yıl/ Bunca insan tanıdım/Yüreği zehir dolu/Yine de insandan/Kesmedim umudumu”. Bu dizeleri yazdığı çağ ona göre “kurgusal kötülüklerin” çağıdır. Kıyamet aslında çoktan kopmuştur, bizler güneşin her sabah doğuşuna aldanmaktayızdır. Şiirinde bu gerilim hep sürer. “Ben” diliyle yazmıştır şiirini demiştim ancak sadece bunu söylemek eksik kalır. Şairin ifade ettiği üzere “Ben” diyorsam eğer bilin ki o sizsiniz”. Bu toprakların insanını anlatır Metin Altıok. Kendinden çıkar ve dünyaya karışır. “Bir toprağı anlatmak değil mi ki bir insanı anlatmaktır
Buraya kadar çok kısaca Metin Altıok şiirinden aklımda kalanları aktarmaya çalıştım. Şimdi buradan referansla ilk başta belirttiğim soruya dönmek istiyorum. Metin Altıok bugün yaşasaydı ne düşünürdü ve ne yazardı? Bana kalırsa şiiri yine kendinden yola çıkardı ve oradan dünyaya açılırdı. Gördüğü dünyadan memnun kalacağını söylemek pek mümkün olmazdı. Daha fazla yoksulluk, acı, katliamlar, kadın cinayetleri ve savaşlar… Günümüzde kapitalist barbarlığın insanlığa verebildiği tek şey acı. Teknolojik gelişmeler bu sistemin elinde birer yabancılaşma ve tahakküm aracı olarak kendisini gösteriyor. Metin Altıok yaşasaydı bu yabancılaşmanın ve esaretin kendisinde ve toplumdaki izlerini sürerdi diye düşünüyorum. Metin Altıok belki daha fazla bu dünyaya ait hissetmeyecekti kendisini. “Yerleşik Bir Yabancı”ydı o ve hep öyle kalacaktı muhtemelen. Belki çok spekülatif olacak ama şiirinin daha politik bir şiir olabileceğini düşünüyorum. Çünkü aklıma ilk anda “Kimliksiz Ölüler” adlı şiiri geliyor. Ya da “Doğuya Gazel”. Bu şiirlerinde kimliği yoksayılan Kürt halkının yaşadığı vahşet ve katliamlara değiniyor, buna kayıtsız kalmıyor. Son olarak yine de insana dair umudunu kaybetmezdi ve bunun kavgasını verirdi Metin Altıok ve şöyle derdi: “Sen bugünden yarına/Birazcık umut sakla”.

Ömer Burçin Özkişi

Sıradaki içerik:

Bugünden Bakınca Metin Altıok