BİR FİLM MİLYONLARCA SEYİRCİ

avatar

neokusam.org

  • e 1

    Mutlu

  • e 0

    Eğlenmiş

  • e 0

    Şaşırmış

  • e 0

    Kızgın

  • e 0

    Üzgün

Film gibi hayatımız, hayatımız gibi filmler… Gerçeklik ve sanallık iç içe…  Kırsal kesim yaşamına, çocukların dünyasına bakışıyla çarpıcı, üzerinde durulması gereken bir yapım diyebilirim “Aydede” filmi üzerine. İzledikten sonra zaman geçse de filmden görüntüler geliyor önünüze. İçsel sorgulamalar başlıyor yanı sıra. Kimilerine göre geçmişe yönelik anıları canlandıran bir gösterim. Çocukluğumda ben de aya bakıp “ Aydede” derdim geceyi aydınlatan fenere.

Doksanlı yıllarda geçen olaylar dizisi için ‘yaklaşık dokuz yıllık bir çalışmanın ürünü’ diyor usta yönetmen Abdurrahman Öner. Film boyunca küçük bir çocuğun evrenine giriyor onunla yürüyorsunuz. Kendi sorunlarına kendince çözüm bulmaya çalışan, hayata öfkeli o çocuğa dokunmak, yardım eli uzatmak istiyorsunuz film boyunca. Eşi öldükten sonra babası da ölünce tuhafiye dükkânıyla yaşamını sürdürmeye çalışan anne Rabia’nın çabaları durumları düzeltecek mi, yoksa taşranın dinamikleri içinde savrulacaklar mı?

Öykülerde bana göre en heyecan verici bölümler karakterlerin dış etkenlerle birlikte uğradıkları dönüşümler. Oyuncuların neredeyse tümü gerek yöresel dili kullanmadaki ustalıkları gerekse doğallıkları ile alkışlanacak nitelikte. Çok tanıdık çok gerçekçi bir anlatımla görebildiğimiz, unutulmaz bir ana oğul portresiyle zenginleşen, hedefine ulaşmış bir eser olduğunu düşünüyorum.

Çünkü; akış sürerken de sonrasında da duygular devam ediyor. Genç anneye “Hayır! O adam, o donuk adamla evlenmen başka bir cendereye girmen demek! Çıkışsızlık, çaresizlik, öğrenilmiş kalıplardan ibaret yanılsamalardır. Rızık kapısı gibi görülen kocalar çözüm değil çoğunlukla kendini gerçekleştirmede en büyük engeldir” diye sesleniyorum. Rabia’nın haklarını bilmesini, onlara sahip çıkmasını, yeterince tanımadığı bir erkekten medet ummamasını, kendine ve yapabileceklerine inanmasını, çocuğunu dinlemesini, anlamasını istiyorum. Öğretmenin başlarda Bekir’e gösterdiği ilgi ve anlayışı sonuna dek götürebileceği olasılığını varsayıyorum.

Çok sayıda yerli ya da yabancı film izleyen birisi olarak içeriğinde sınıfsal çatışmaları, yoksulluğu, yoksunluğu, yetersiz eğitimin dolduramadığı boşlukları, çaresizliği, çelişkileri anlatan konuşulmayan birçok şeyi hissettiren bu filmi izleyin derim.

Cemile CEREB

etiketlerETİKETLER
Üzgünüm, bu içerik için hiç etiket bulunmuyor.

Sıradaki içerik:

BİR FİLM MİLYONLARCA SEYİRCİ